Kıyı Koruma Kanunu Kaç Metre ?

Beyza

New member
Kıyı Koruma Kanunu ve Kıyı Sınırı Mesafesi

Kıyılar, hem doğal ekosistemler hem de insanların yaşam alanları açısından önemli bölgelerden biridir. Bu alanların korunması, doğal dengeyi sürdürebilmek için büyük önem taşımaktadır. Türkiye'de kıyıların korunmasına yönelik düzenlemeler, "Kıyı Kanunu" ile yapılmaktadır. Bu yazıda, Kıyı Koruma Kanunu'nun kapsamını, kıyı sınırı mesafesinin ne kadar olduğunu ve bu konuda sıkça sorulan soruları ele alacağız.

Kıyı Koruma Kanunu Nedir?

Kıyı Koruma Kanunu, Türkiye'deki kıyı alanlarının korunmasını ve bu alanlarda yapılaşma gibi faaliyetlerin düzenlenmesini amaçlayan bir mevzuattır. 1990 yılında kabul edilen bu kanun, kıyıların ekolojik yapısının korunması, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve kıyıdaki ekosistemlerin zarar görmemesi için gerekli tedbirleri belirler. Kıyı Kanunu, özellikle deniz kenarındaki yapılaşmayı denetleyerek çevresel zararın önüne geçmeyi hedefler.

Kıyı Koruma Kanunu'nun belirlediği esaslar, kıyı şeridinde yapılacak faaliyetlerin çevreye zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesini sağlar. Kıyı boyunca herhangi bir inşaat veya faaliyet yapılmadan önce, çevresel etki değerlendirmeleri ve gerekli izinler alınmalıdır. Ayrıca bu kanun, kıyı sınırı belirleme ve bu sınırın dışına çıkmama gibi düzenlemeleri de içerir.

Kıyı Koruma Kanunu'nda Kıyı Sınırı Ne Kadar?

Kıyı Koruma Kanunu’na göre, kıyı sınırı, deniz seviyesinin en yüksek noktasından 100 metreye kadar olan alanı kapsar. Bu mesafe, kıyı boyunca çeşitli yapılar inşa edilmeden önce çevresel etkilerin değerlendirilmesi gereken bir sınır çizmiştir. 100 metre mesafe, kıyı ekosistemlerinin korunması ve insanların denizle olan ilişkilerinin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir.

Kıyı Koruma Kanunu'nda belirtilen bu 100 metrelik mesafe, yalnızca inşaat faaliyetleri için değil, aynı zamanda deniz kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesi gibi olumsuz etkilerin engellenmesi amacıyla da önemli bir sınırdır. Bu nedenle, kıyıda yapılacak her türlü müdahale, çevresel etkileri dikkate alarak ve devletin izinleri doğrultusunda yapılmalıdır.

Kıyı Koruma Kanunu'nda İstisnalar Var Mıdır?

Kıyı Koruma Kanunu'nda belirlenen 100 metrelik mesafeye ilişkin bazı istisnalar bulunmaktadır. Özellikle, bu kanunun uygulanması kıyı boyunca yapılan bazı kamu projeleri, turistik yatırımlar ve diğer özel durumlar için esneklikler içerebilir. Ancak, tüm bu istisnalarda da çevresel etki değerlendirmesi ve ilgili izin süreçlerinin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir.

Örneğin, deniz yolları, limanlar ve diğer altyapı projeleri için belirli düzenlemeler yapılmış olabilir. Bununla birlikte, bu tür projelerin gerçekleştirilmesi sırasında, ekosistemi olumsuz etkilememek için özel önlemler alınması zorunludur. Her durumda, kıyıdaki doğal dengeyi korumak adına gerekli tedbirlerin alınması önemlidir.

Kıyı Koruma Kanunu'nun Amacı Nedir?

Kıyı Koruma Kanunu'nun temel amacı, Türkiye kıyılarının korunması ve doğal yapılarının bozulmasının engellenmesidir. Bu kanun, denizin ve karanın birleşim alanlarında yapılan tüm insan faaliyetlerinin, doğal çevreye en az zarar verecek şekilde yapılmasını öngörür. Ayrıca, kanun kıyıların sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan da sürdürülebilirliğini sağlamayı hedefler.

Kıyı Kanunu’nun bir diğer önemli amacı, deniz kirliliği ve kıyı alanlarında yapılan aşırı yapılaşmanın önüne geçmektir. Bu, sadece kıyılar üzerinde değil, deniz ekosistemini de doğrudan etkileyebilecek bir konudur. Yapılaşmanın çevresel etkilerini azaltarak, deniz ve karadaki biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkı sağlanır.

Kıyı Sınırının İhlali Durumunda Ne Olur?

Kıyı Koruma Kanunu'na aykırı bir şekilde yapılan inşaatlar, kıyı sınırını ihlal eden faaliyetler ciddi cezalara yol açabilir. Bu tür durumlarda, inşaatların yıkılması ve faaliyetlerin durdurulması istenebilir. Ayrıca, çevresel zararın tespit edilmesi durumunda, çevreyi kirleten veya tahrip eden kişiler hakkında idari ve hukuki yaptırımlar uygulanır.

Kıyı Koruma Kanunu’nun ihlali, sadece yasalarla değil, aynı zamanda toplum sağlığı ve çevreye olan sorumluluk açısından da büyük bir önem taşır. Bu nedenle, kıyılarımızın korunması için yasa dışı inşaatlara ve faaliyetlere karşı etkin denetim ve yaptırım mekanizmalarının işletilmesi gerekmektedir.

Kıyı Koruma Kanunu'na Uygun Yapılaşma Nasıl Olur?

Kıyı Koruma Kanunu’na uygun yapılaşma, kıyı boyunca yapılacak herhangi bir yapının, doğal dengeyi bozmadan ve çevresel etkileri minimumda tutarak gerçekleştirilmesi gereken bir süreçtir. İlk adım, ilgili bölgedeki kıyı sınırının belirlenmesidir. Bu sınır belirlenmeden herhangi bir inşaatın yapılması mümkün değildir. Kıyı sınırının belirlenmesi için çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporları ve mühendislik projeleri gereklidir.

Yapılaşma sürecinde, kıyı ekosistemini koruyacak malzeme seçiminden, suyun kirlenmesini önleyecek altyapı sistemlerine kadar bir dizi önlem alınmalıdır. Bunun yanı sıra, kıyı alanında yapılacak herhangi bir yapının yerel halkın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde planlanması da önemlidir. Bu tür yapılar, turistik tesisler, yürüyüş yolları ve halk plajları gibi sosyal ve ekonomik açıdan fayda sağlayacak projeler olabilir.

Kıyı Koruma Kanunu ve Turizm

Turizm sektörü, özellikle sahil bölgelerinde yoğunlaşmış bir sektördür. Kıyı Koruma Kanunu, turistik faaliyetlerin de çevreye zarar vermeden yapılmasını sağlar. Bu anlamda, kıyıdaki oteller, restoranlar ve tatil köyleri gibi yapılar belirli kurallara ve çevresel gerekliliklere göre inşa edilmelidir. Kanun, turistlerin doğal güzellikleri ve çevreyi koruyarak keyifli bir deneyim yaşamasını hedefler. Bu nedenle, kıyı bölgelerinde yapılan turistik yatırımların çevre dostu ve sürdürülebilir olması büyük bir önem taşır.

Sonuç

Kıyı Koruma Kanunu, Türkiye'nin kıyılarını korumak amacıyla çıkarılmış önemli bir düzenlemedir. Kıyı sınırlarının belirlenmesi ve kıyı boyunca yapılaşmanın sınırlanması, çevre dostu bir kalkınma anlayışının temellerini atmaktadır. Kıyı Koruma Kanunu'na uygun hareket etmek, sadece yasal zorunluluk değil, aynı zamanda gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakma sorumluluğudur. Kıyılarımızın korunması, ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamak ve toplumsal faydayı en üst düzeye çıkarmak için hepimizin katkısı gereklidir.